Wednesday, August 29, 2007

Yazilarima bir sureligine ara veriyorum. Tekrar gorusmek uzere!!!

Friday, August 24, 2007

Baku

Baku


Bu resimleri bir arkadasimizi ziyarete gittigimizde evin balkonundan cekmistim.
Ozellikle resimde gorunen heykele dikkat edin. Ne kadar da buyuk degil mi???
Baku'de meydanlarda, sokak aralarinda heykeller var. Genelde de kocamanlar. Bu gordugunuz ise "Nerimanov" heykeli. Kendisi doktor ve ayni zamanda inkilapci imis. Ataturk ile cok yakin iliskileri varmis.
Binalara bakinca da farkli tarzda olduklarini goreceksiniz. Cunku burada tavanlari yuksek tas binalardan cok var. En ustteki resimde kareye yarisini almis oldugum,Nerimanov Heykeli'nin tam karsisinda gorunen yeni bina gibi yapilar hiz kesmeden yapilmakta ve sehir bir santiye gorunumunu almakta.

Thursday, August 23, 2007

Tavsiye...

Yurt disina seyahat edecekler icin cok faydali olacagini dusundugum bir site var. Gideceginiz ulkeyi tiklayip o ulke ile ilgili derlenmis cesitli videolar izleyip fikir sahibi olabiliyorsunuz.
Eminim hosunuza gidecektir. (Turkiye'yi goremedim ulkeler listesinde)

http://www.geobeats.com/

Tuesday, August 21, 2007

Taklit Diziler Furyasi...

Su siralar dikkatinizi cekti mi bilmem ama bir dizi var ekranlarda; Kavak Yelleri...
Kendileri genclik dizisi olurlar ama kopya. Aranizda cnbc-e' de yayinlanan "Dawson's Creek" adli diziyi bilenler varsa zaten onlarda farketmislerdir. Ben muptelasiydim bu dizinin. Hani Katie Holmes'un ilk zamanlari ekranda...
Diger bir dizide su an yaz tatilinde olan "Doktorlar" adli dizi. Onun da "Grey's Anatomy"nin kopyasi oldugunu hemen herkes ya biliyor ya da cokton duymustur etraftan.
Simdi soruyorum sizlere bu dizelerin kopyalarini yapmak icin izin alinmis mi bu bir.
Ikincisi ise hic mi dogru duzgun dizi senaryosu yazabilen biri yok ulkemizde de bize taklitleri izletiyorlar????

Emin olun bu, bir kitabi okuduktan sonra filmini izleyip hayal kirikligina ugramaktan daha kotu bir duygu....

Azerice-Turkce

Azerbaycan'a gelince dil konusunda hic bir problem yasamiyor insan. Belki ilk baslarda zor oluyor tam olarak anlamak ama zamanla soylenen herseyi anliyorsunuz. Anlamdiginiz kelimelerin cogu da genelde Rusca oldugundan. Cunku Rusca kelimeleri Azerice yapilan konusmalarin icinde bolca duyabilirsiniz. Turkce kelimelerin bir kismi ise bugun bizim kullanmadigimiz eski Turkce kelimelerden ya da zamanla anlamlari degisiklige ugramis kelimelerden.
Ben komik buldugum farkli anlama gelen kelimelerden ornek vermek istiyorum.

Dal: Arka ; Dalda otur derse biri size ne demek istemis. "Arkada otur."
Kabak: On ; Masinin kabaginda sakla. " Arabanin onunde dur."
Azmak: Kaybolmak; Yolun oratsinda biri size "Men azdim" derse " Ben kayboldum" diyordur:)
Sumuk: Kemik ; Restoranda et siparisi verdiniz. Garson sorar: Sumuklu mu sumuksuz mu?:)
Kombinezon: Isci tulumu ; Yorum yapmiyorum:)
Subay: Bekar ;Ilk geldigimde doktor kontrolunden gecerken "Subaysan???" diye sormuslardi. Ne ola bu acaba demistim kendi kendime:)

Ve simdi geldik asil bombaya;
Henuz yeni geldigim zamanlarda bir aksam restoranin birine yemege gittik. Bende menuyu acip ne yiyecegime karar vermeye calisiyorum. Bir de ne goreyim.
" Serhos Balik " yaziyor. Oyle bir guldumku anlatamam .Hala ne zaman aklima gelse gulerim.
Eee haksizda sayilmazlar di mi ama sarap soslu balik olsa olsa "Serhos Balik"tir.

Bu arada belirtmeden gecemeyecegim. Burada bir magazaya girdim. Kiz Turk oldugumu anlayinca ne oluuur konus duyayim cok seviyorum ben sizin dilinizi dedi:) Konusayim da ne desem ki?????
Turkce'yi kaba bulan arkadaslar da yok degil hani....

Thursday, August 16, 2007

Fit Flop Cilginligi


Simdi yazacaklarimdan sonra diyeceksiniz ki bu kiz kafayi zayiflamakla bozdu bu aralar. Ama oyle degil durum. Sadece bu tarz haberlere rastlayinca dayanamiyorum ve hemen paylasmak istiyorum ki bu haber bence cook ilginc.

Adamlar ne yapmis etmis (nasil yapmislarsa artik) bacak ve kalçaları şekillendirip selülitleri giderdiği iddia edilen Fit flop'lari uretmisler. İngiltere ve ABD'de yok satıyormus!
Spor yapmaya usenenlerin cok sevinecegi bir haber bu:)
Nasil yapiyor bu isi fit floplar?
South Bank Üniversitesi'nin biyomekanik uzmanlarınca tasarlanan Fit flop'ların özel aratabanlarının yüründükçe ayağı destabilize ederek (sabitleyerek) ayak ve bacaklardaki kasların gerilmesine neden olduğu ve yağ yakan kas liflerini harekete geçirdiği söyleniyor. Dünya basını Fit flop'ların gerçekten işe yarayıp yaramayacağını tartışıyor son günlerde. Sonuçları almak için henüz erken ama kulağa da çok hoş geliyor aslında. Ne dersiniz?

Urun http://www.runningbare.co.uk/acatalog/asic_trainers.html sitesinde 36 pound' a satiliyor.
http://urun.gittigidiyor.com/Bir-Terlik-Selulitleri-Azaltabilir-mi_W0QQidZZ5658196 sitesinde ise 180 YTL. ( Bu sitede ki acik arttirma kapanmis simdilik)

Internetten almak istemeyenler biraz beklemek zorunda cunku fit floplar 2008 yilindan itibaren Turkiye'de.

Wednesday, August 15, 2007

Yag Yakma Formulu

Vucudunuzdaki yaglardan kurtulmaya ne dersiniz?

Sizlere Suna Dumankaya'nin formulunu vermek istiyorum. Ustelik bu formul yaglari yakmakla kalmiyor metabolizmayi da hizlandiriyormus. (Kendim denemedim ama Suna Dumankaya'nin formulune guveniyorum.)

"1 adet ananas, 1 tutam taze nane, 1 tatlı kaşığı ceviz yağı ve badem yağı, 1 limon ve az miktarda bal. Ananası soyup, dilimleyin. İçine nane, ceviz yağı, badem yağı ve 1 adet kabuğu soyulmuş limonu ekleyip, blender'dan geçirin. İsteğe göre bal ilave ederek buzdolabında saklayın. Sabah akşam tok karnına birer bardak için."



Monday, August 13, 2007

Son Kesfim:)

Iki ay boyunca fitness salonuna devam edip sonra salondaki tek kisi olmanin verdigi bunalima dayanamayip birakmistim gitmeyi. Hemen ardindan bir arkadasimin tavsiyesi uzerine muhtesem birsey kesfettim.

Joanna Hall adinda Ingiliz bir kadinin evde yapabilecegimiz hareketlerden olusan fitness DVD'leri var. Ingiltere'de oldukca populermis. Tabi evde DVD'den takip ederek spor yapmak irade isi. Bugun hava sicak, bugun canim istemiyor, bugun islerim var yaparsaniz pek faydali olmaz sanirim. Ben zaman zaman bu bahanelere basvursam da programa uymaya calisiyorum. Resimdeki DVD'den calistim.



Bundan baska DVD'leri de var. Ilgilenen olursa internet adresi:
http://www.joannahall.com/shop/exercise_dvds.asp
Siparis vermek isteyenler http://www.amazon.co.uk adresinden veya http://www.ebay.com.uk/ adresinden verebilirler.

Dvd'lerden uc tanesini denedim. Benim favorim:

Baku -Vagzhal ( eski tren istasyonu)




Vagzhal toptancilar carsisi gibi kullanilmakta. Hesapli bir alisveris yapma sansiniz yuksek.
Ayrica kozmetik malzemelerinizi uygun fiyata alabileceginizi bir kac dukkan da bulunmakta.

Baku- Targovi



Ve iste meshur cadde. Tipki Istiklal Caddesi gibi trafige kapali olan, sag ve sol tarafi magazalarla dolu ve gunun hangi saati giderseniz gidin cok kalabalik olan bir yer. Bir detayi da eklemeden gecemeyecegim Baku'de inanilmaz derecede cok Italyan markali urunler satan magazalar mevcut. Fiyatlarini siz tahmin edersiniz artik:)

Baku-Bir bina

Baku- Bir Bina

Baku- Opera Binasi

Baku- Nizami Metrosu

Baku-Belediye Binasi

Baku - Shahidler Xiyabani

Sunday, August 12, 2007

Baku- Ticaret Merkezi

Baku- Meclis Binasi

Baku-Fen Bilimleri Akademisi

BAKU

Bugun yasadigimiz sehrin, Baku'nun resimlerini yayinlamak istiyorum.Ilk resmi bir arkadasimizin evinden cektik. Digerleri ise internetten derlediklerim. Bundan sonra daha fazla resim cekip yayinlamayi dusunuyorum.



Friday, August 10, 2007

METEOR SOV!!! KACIRMAYIN....

Pazar gecesi meteor şov var!

İngiliz astronomlar yarın gece tüm dünyadan görülebilecek muhteşem bir meteor yağmurunun olacağını açıkladı.

Meteor yağmuru Türkiye’den de 02:00 ile 05:00 saatleri arasında izlenebilecek. Perseid adı verilen meteor yağmurunun rengarenk olacağını ve çıplak gözle görülebileceğini belirten uzmanlar, her dakika içinde birden fazla meteor düşeceğine dikkat çekti. Meteorların atmosfere 135 bin km. hızla gireceğini kaydeden Dr Robert Massey, “Bu rakam NASA’nım uzay aracının hızının 18 katı” diye konuştu.

Victoria's Secret

Sizlere cok guzel bir alisveris sitesi onermek istiyorum.
Ustelik su siralar indirim var. Burada bir arkadasim iki ayakkabi ve bir bluz siparisi verdi. Biraz riskli buluyorum ben ayakkabiyi internetten almayi, ya numara tutmazsa diye ama numaralarinda bir sorun yasamadi. Yalniz ayakkabilarda "Made in China" yaziyordu. Kalitesi ile ilgili bisey diyemeyecegim ama modelleri guzel. Bluz ise kesinlikle cok guzeldi. Sitede ic camasir, bikini vs... bircok urun var. Soyle bir goz atmakta fayda var. Hatirlatmak istedigim bisey var. Siparis verirken gumrukte ekstra para odenmemesi icin belirlenmis bir limit var. Cok emin degilim ama 100$ oldugunu tahmin ediyorum.Kesin tutari ogrenir ogrenmez yazarim. Hatta bilen varsa "comment" bolumune yazabilir.
http://www.victoriassecret.com/

SPINNING...


Bugun gazeteleri okurken bir konu ilgimi cekti. Sizlerle de paylasmak istedim.
"Son dönemin popüler spor dalları arasında gosterilen spinning, formuna önem verenlerin yeni gözdesi olmus. Özel tasarımlı spinning bisikletleriyle pedal çevirenler, hem kalorilerini yakıp forma giriyor, hem de eğlenceli vakit geçiriyormus. 1991 yılında Amerika'dan dünyaya yayılmaya başlayan spinning'de 50 dakika içinde 500 ila 900 kalori yakılabiliyormus." Inanilmaz degil mi? Yurume bandinda 50 dakikada kac kalori yaktigimizla karsilastirinca gercekten muthis bisey bu! En buyuk artisi da Turk kadinlarinin ortak derdi bacak, baldir, kalca bolgesinin incelmesini saglamasi.
Bu kadar kalori nasil harcaniyor derseniz iste cevabi:
"Pedale kuvvet!
Spinning bisikletlerinde oturarak pedal çevrilebiliyor; öne, arkaya ve yanlara eğilerek kollar, göğüs kasları ve sırt bölgeleri de çalıştırılabiliyor. Bu sporu kondisyon bisikletiyle yapılan egzersizlerden ayıran en önemli özellik; spor salonlarında kalabalık gruplarla, müzik ve eğitmen eşliğinde yapılması... Sağlık üzerinde hayli olumlu etkileri olan spinning; özellikle bacak, baldır ve kalça bölgelerindeki yağların eritilmesini ve bu bölgelerin incelmesini sağlıyor. "(Bilgiler Sabah Gazetesi'nden derlenmistir.)
Istanbul'da spinning ile ilgili daha detayli bilgi almak isterseniz verecegim link isinize yarayacaktir: http://www.clubsporium.com/spinning.asp
(Yukaridaki resim clubsporium'un sitesinden alinmistir.)

Thursday, August 9, 2007

MUCVER:)




Bizim evde bir mucver canavari var:) Bu yuzden haftada bir veya iki defa mutlaka mucver yapalir.
Ilk mucver yaptigimda olcusunu bi turlu tutturamamistim. Zamanla ogrendim. Ben cok kizartmiyorum mucveri hafif yumusak olmasi daha cok hosumuza gidiyor. Sekilleri biraz bozukda olsa tadi gayet iyiydi.
Gelelim tarifine:

Mucver (2 kisilik)

2 adet buyuk boy kabak
Yarim demet maydanoz ( Burada 1 demette cok fazla maydanoz oldugu icin yarim eger demet kucukse 1 demet olabilir)
1 demet dereotu
2 demet yesil sogan
1/2 su bardagi rende beyaz peynir
2 yumurta
Tuz (peynirin tuzlu olup olmadigini goz onunde bulundurmak lazim)
ve iste sihirli cumle: Alabildigi kadar un...
Malesef un konusunda kesin birsey diyemeyecegim cunku ben surekli azar azar ekleyerek kivamini tutturmaya calisyorum. Karisim cok kati olmuyor. Butun malzemeler iyice birbirini tutunca olmus demektir.
Oncelikle kabaklari soyup rendeliyoruz ve iyice sikarak suyunu cikartiyoruz.
Yesil sogan, dereotu ve maydanozu ince ince dogruyoruz. Rende beyz paynir ve yumurtayi da ekleyip butun malzemeleri karistiriyoruz ve bir kasik yardimi karisimdan alip tavada kizgin yagda kizartiyoruz.
Afiyet Olsun!!!

SIMDI NEREDE OLMAK VARDI:(


Kazandibi.....

KAZANDIBI RESMINI GECICI BIR SURE ICIN KALDIRDIM. RESMIN KOTU GORUNDUGUNE DAIR YORUMLAR VARDI:( YENI BIR FOTOGRAF CEKER CEKMEZ YAYINLAYACAGIM.


Aslinda bu resmi pazartesi yayinlayacaktim ama bir turlu kismet olmadi. Pek istah acici bir resim cekemedim biliyorum ama acemiyim henuz:( Umarim zamanla daha guzel cekmeyi beceririm.Yalniz tadi konusunda kesinlikle mutevazi olamayacagim:) MUHTESEMDI!!!Simdi tarifi ne acaba diyeceksiniz anlatayim.Evden cikiyorsunuz. En yakin marketten Tukas marka Kazandibi aliyorsunuz ve paketin ustunde yazan tarife gore yapiyorsunuz:)Ama kesinlikle Tukas olmali bence en lezzetli olan bu. (Tukas'in da acayip reklamini yapmis oldum ama...)

Gozenekler icin bir formul....

Bu sefer uzun bir ara oldu ama iste burdayim. Sanirim insanin keyfi cok yerinde olmayinca yazacak bisey bulamiyor. Gecen gun gazetede yuzumuzde belirginlesen gozeneklerimiz icin ne yapabilecegimiz ile ilgili bir formul okudum.
Ihtiyaci olan arkadaslar olur diye sizlere aktarmak istiyorum.

Formul Suna Dumankaya 'ya ait:

"Bir şişe maden suyu, yarım limon suyu, bir elmanın suyu, 10 gr badem yağı ve bir armutun suyunu karıştırın. Tüm malzemeleri püskürtücülü bir şişeye koyun. Sabah akşam temizlediğiniz yüzünüze püskürtün. Soğuk yerde buzdolabında saklayın. 5 gün içinde tüketin. Bunu sık sık tekrarlayın. "

Thursday, August 2, 2007

AGACA TIRMANIRKEN BILE POZ VERIYOR:)

MANKEN KEDI:)

Kediciiiik:)


Ve kedicik resimlerine devam:)

Wednesday, August 1, 2007

YINE YENIDEN "SECRET" HAKKINDA....

Daha once "Secret" adli kitap hakkinda yazmistim. Bugun Vatan Gazetesi'nde Hasmet Babaoglu'nun yazisini okuyunca iyice yerli yerine oturdu bu kitap ile ilgili dusuncelerim.
Simdi sizler icin yazinin tamamini buraya kopyaliyorum.
Haşmet Babaoğlu Vatan
The Secret’ın asıl sırrı
02.08.2007 06:03
"Çevreme bakıyorum da, Rhonda Byrne’nın The Secret/Sır adlı kitabının etkisi yayıldıkça yayılıyor.
Beş yıl önceki sevgilisinin fotoğrafını önüne koyup bakarak “geri gelmesi”ni umut edenler...
Her sabah ceket cebine yüklü miktarda uyduruk bir çek koyup evden çıkan ve yakın zamanda yerini gerçeğinin alacağından emin olanlar...
Sadece “pozitif” şeyler düşüneceğim diye yanında hastalıktan, dertten söz ettirmeyen bencil alıklar...
Daha neler neler var!
Kimisi açık açık yapıyor bunu kimisi de çaktırmadan. Adı da “sikrıt yapmak” olup çıkmış.
Birkaç ay önce bu konuda yazmaya kalkmış sonra uzun boylu eleştiriye girmekten vazgeçmiştim.
Öyle ya! Bu tür kitaplar taşıdıkları büyük iddiaya ve teorilerinin kapsayıcılığına rağmen okurlarıyla aslında bire bir ilişki kuruyordu.
Bir anlamda homopatik ilaçlara benziyorlardı. Hastalığa değil ama özel olarak o “hasta” ya derman olan ilaçlar gibiydiler. O yüzden okurla kitap arasına girmemek belki en iyisi diye düşünmüştüm.
Fakat gözlemlediğim The Secret çılgınlığı en azından bir nokta üzerine kesin sözcüklerle yazmaya itiyor beni.
Hangi nokta mı?
Asıl sır noktası...
***
Rhonda Byrnes’ın yaptığı ne?
Binlerce yıllık insanlık kültürünün hayal-dua-dilek-adak konusunda biriktirdiği ne varsa hepsini bir araya getirip ona bir bilimsel yasa (Çekim Yasası) süsü vermek...
Bu “yasa”ya göre bir şeyi olumlu biçimde çok isteyip özellikle de “görselleştirdiğinizde” mıknatısa dönüşüyorsunuz. Ve o şey eninde sonunda gelip sizin çekim alanınıza giriyor, yani isteğiniz gerçekleşiyor..
The Secret’ın baştan çıkarıcı yüzlerce örnek ve alıntıyla anlattıklarının özü bu.
Geleneksel hurafelerle tatmin olmayan ama hurafesiz de kalamayan; dinlerin ortodoks yorumları ve ibadet modelleriyle uyumsuz ama gündelik hayattaki maneviyatsızlıktan da mustarip günümüz insanının bu tezden çok etkilenmesinde şaşacak bir yan yok elbette.
The Secret.
Dinsel değil ama öyleymiş gibi..
Bilimsel değil ama öyleymiş gibi...
Kitabın etkisi ve ünü de buradan kaynaklanıyor zaten: mış gibi yapmasından...
***
Ama bir sorun var.
Derin bir eksiklik...
Büyük bir boşluk duygusu...
Hayır! Birçok eleştirmenin vurguladığı gibi, kitabın aşırı maddi taleplere, günümüz insanının mutlak zenginlik ihtiraslarına hoş bakmasını kastetmiyorum. O işin “gel gel” tarafı!
Ama dikkat ederseniz fark edeceksiniz; yüreği titretmiyor The Secret.
Soğuk.
Bir prospektüs kadar işlevsel fakat soğuk!
Neden peki?
Sır da orada zaten.
The Secret bir operasyon.
İnsanlığın binlerce yıllık hayal-dua-dilek-adak kültürünün içinden Tanrı kavramını çekip çıkartma operasyonu...
“İstersen olur” diyor The Secret.
Ama kim “ol” duracak?
Kimse!..
“Zaten yasa böyle” diyor The Secret.
Tanrı’nın adını ağzına almıyor. Onun yerine sürekli “evrene güvenin, inanın, inanç duyun” diyor.
Ancak işin bilim tarafından baktığınızda da sorun şu: Bilimde ne böyle bir yasa var ne de böyle bir evren vizyonu!
***
Kitabı okuyunca “canım bu kitap babaannemin duaları ve batıl inançları gibi bir şey” diyenler var. İyi niyetlerine rağmen özünde yanılıyorlar.
Babaannelerimiz de kırk kez söylenenin gerçek olacağına inanırdı ama ne isterlerse Tanrı’dan isterlerdi.
Bilirlerdi ki, sadece kendileri istediği için değil, Tanrı istediği için dilekler kabul olur.
Hem ilgilisine hatırlatmanın tam sırası...
İnsan dua eder, diler, ister ama bütün dinlerde kesin uyarı şudur: Neyin gerçekten hayır neyin şer olduğu bilgisi ne evrene ne de insana aittir. (“Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır, sevdiğiniz bir şey de şerdir. Allah bilir de, siz bilmezsiniz.” Bakara/216)
O yüzden dualar takdiri Allah’a bırakır.
O yüzden dua denilen şey The Secret’taki gibi önü alınmaz bir tutku ifadesi değil, yakarış ve teslimiyettir."
*****

GÖZ ÇEVRESİ SORUNLARINA VE NELER YAPABILECEGIMIZE DAIR...

Umarim internetten derledigim bilgiler faydali olur....

"Yorgun ve şiş gözler

Çok az ya da çok fazla uyku, bir gece önce alınan alkol, aşırı kafein tüketimi, stres ile yapay ışıklar bilgisayar ve televizyon gibi olumsuz etkenlere uzun süre maruz kalmak sabahları şiş gözlerle uyanmanın başlıca nedenidir. Ertesi sabah aynada hoş olmayan görüntülerle karşılaşmak istemiyorsanız bir gece önceden almanız gereken birkaç basit önlem var.

Ne yapmalı?

Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çaylarıyla yapılan güzellik kürleri gözlerdeki yorgunluk ve şişlikleri gideriyor. Bunun için örneğin bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın. 2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. Gözaltı şişliklerine antioksidan özellikli göz kremleri de sürebilirsiniz.Sorununuz kronikleştiyse ve ne yaparsanız yapın şiş gözlerle uyanmaktan kurtulamıyorsanız kalp-damar sistemini etkileyen sporlar yapın. Yürüme, koşma, bisiklet ve aerobik gibi sporlar, vücutta ödeme yol açan tuz ve toksinlerin atılmasını sağlıyor. Bu sporlar tüm vücuttaki şişliklerin giderilmesine yardımcı oluyor. Şişliklerin inmesini beklemek için yeterli zamanınız yoksa bir parça buzu göz çevresine gezdirerek sürün. Şiş gözleri makyajla kamufle etmek için ten renginize uygun kapatıcıyı elmacık kemiklerinize kadar geniş bir bölgeye ince bir kat halinde sürün. Farınızı koyu renklerden seçin. Koyu renkli bir rimeli sadece üst kirpiklerinize sürün.

Göz torbaları
Gözaltı torbaları ya dengesiz bir yaşam stili ve kötü alışkanlıklar sonucunda oluşuyor ya da genetik yapıdan kaynaklanıyor. Bazen az uyku ya da adet dönemlerinde de ortaya çıkabiliyor.Hiçbir kozmetik ürünü ya da doğal ürün bu sorunu çözmeye yeterli değil. Ancak damar duvarlarını ve kılcal damarları güçlendirici yöntemlerle gözaltı torbalarını hafifletmek mümkün.
Ne yapmalı?
Günlük öğünlerinizi C, PP ile E vitaminli ve bioflavonoidli besinleri içeren gıdalarla ve orman ürünleriyle zenginleştirin. Yağlı yemeklerden ve stresli ortamlardan uzak durun. Günde en az 8 saat uyuyun. Gözaltı torbalarını hafif makyaj hileleriyle kapatın. Bunun için uygun kapatıcılar kullanabilirsiniz.

Kaz ayakları
Genelde ilerleyen yaşla artan bu kırışıklıkların bir nedeni gülüş şeklidir. Gözlerini iyice kısarak gülmek kaz ayaklarının erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden oluyor.
Ne yapmalı?
Retinol çeşitlerini içeren göz kremlerini kullanabilirsiniz. Güneş ışınlarına karşı özel kremler kullanın. Göz çevresini sürekli nemlendiren doğal kremler hazırlayın. Göz egzersizlerini her gün düzenli olarak yapın. Göz Çevresini canlandırmak için 2 salatalık dilimini göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekletin. Göz çevresine ayda bir veya iki kez bademyağı içeren doğal kremler kullanın.

DOĞAL REÇETELER
Yorgun gözler için:
2 poşet çayı yarım çay fincanı kaynar suda 15 dakika demlendirip soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınızın üzerine yerleştirip 10 dakika bekletin ve yıkayın.
Gözaltı torbaları için:
2 çay fincanı kaynar suya 2 çorba kaşığı fındık yaprağı ekleyip 15 dakika bekletin. Süzüp buzdolabında soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın ve göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10 dakika bekletip yüzünüzü yıkayın.Bir bardak kaynatılmış rezene çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp göz kapaklarınıza yerleştirin ve 15 dakika bekleyin.
Gözaltı morlukları için:
Papatya çayı ya da lavanta çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınıza uygulayın.
Göz çevresi kırışıklıkları için:
1 kahve fincanı soya yağı, 1 kahve fincanı bademyağı ve yarım kahve fincanı avokado yağını bir kapta karıştırın. Parmak uçlarınızı bu karışıma batırıp göz çevresine masaj yaparak sürün. Bu uygulamayı akşamları yatmadan evvel yapın. Sabahları yüzünüzü yıkayıp kurulayın.
Kirpikleri uzatmak için:
1 bardak suyu kaynatın. 1 çay kaşığı hint yağı ve 12 gr kakao yağı ekleyip karıştırın. Kabı sıcak su dolu bir başka kabın içine yerleştirip krem kıvamına gelene kadar ısıtın. Karışımı soğutup 15 gün boyunca yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize sürün. Sürme işlemini kirpik kökünden uca doğru uygulayın.
Kirpikleri gürleştirmek için:
Eşit ölçüde hint yağı ve badem yağını bir şişede karıştırıp 15 gün boyunca akşamları yatmadan önce gözlerinize kaçırmamaya dikkat ederek kirpiklerinize dipten uca doğru sürün. "

Kedicik...



Bugun ilk defa bloguma resim ekliyorum. Yukarida gordugunuz kedi isyerimizin bahcesinde zipirlik yaparken goruntulendi:)